yol cumleden uludur

EY KENDİNE ALEVİ DİYEN  KİŞİ, ÖZÜNÜ DARA ÇEK VE DÜŞÜN

“YOL CÜMLEDEN ULU” MUDUR, DEĞİL MİDİR? (20.02.2006)

Dr. Ali YAMAN 

 

            Alevilik’te geleneksel olarak kabul görmüş ilkelerinden birisi de “YOL CÜMLEDEN ULUDUR.” ilkesidir. Ancak görünen o ki, günümüzde kişisel ve kurumsal egolarımız, ideolojik görüşlerimiz ön plana geçmeye başlamış, gerek bize gerekse, yolumuza zarar verme aşamasına gelmiş bulunmaktadır. Bu kısa yazımızda Yolumuzun kişisel çıkarlarımızın üstünde olması gerektiği gerçeğinden hareketle, bazı değerlendirme ve uyarılara yer verilecektir.

Aleviliğin geçmişten bugüne uzanan yaşamöyküsü engelli bir koşuya benziyor. Zaman zaman engellerle karşılaşan bu ULU YOL her ne şekilde olursa olsun, bir yol bularak kendisini var etmesini biliyor. Tarihe baktığımızda diyoruz ki, bu dün böyle olduğu gibi, bugün de böyle ve gelecekte de böyle olacak.

            Bu genel doğrunun ışığında soruna bakarsak, son 10-15 yıllık gelişmeleri günümüze kadar nasıl okumalıyız? Aleviliğin yaşadığı aşamalara ilişkin pek çok şey söylenebilir. Bu aşamalarda dışsal etkenlere ağırlık verenler olduğu gibi içsel etkenlere ağırlık verenler olabilir. Ben dış etkileri de önemsemekle birlikte, içsel etkilere daha fazla etkili görenlerdenim. Dolayısı ile bugün Alevilik ve onunla ilintili sorunlarda esas çözüm makamı Alevilerin kendisidir. Günümüzdeki gereksinimlerini belirleyecek ve önem sırasına göre çözümleme çabasına girecek olan bir Alevi hareketi hem kendi iç bütünlüğü, hem Türkiye kamuoyu hem de diaspora ortamlarında çok olumlu ve yararlı olacaktır. Günümüz dünyasında Aleviliğin sorunları aynı zamanda Türkiye’de yaşayan herkesin de sorunu olarak görülmelidir. Bu sorunlar yoğun Alevi nüfusun yaşadığı Avrupa ülkeleri için de geçerlidir.

            Konunun özüne bakılırsa Aleviliğin sorunları esas olarak inanç özgürlüğü çerçevesinde ele alınması gereken bir sorunlar dizisi olarak nitelenebilir. Bunların en önemlileri arasında Cemevleri, Din dersleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı konuları sayılabilir. Ayrıca Alevilerin inanç özgürlüklerinin çözümü de sonuçları itibarıyla çok sarsıcı bazı etkileri de yaratacaktır. İslam dünyasında bugüne kadar kalıplaştırılmış ve kalıplaşmış pek çok olgunun da kökünden sarsılmasına ve değişmesine yol açacaktır. Pek çok konunun yeniden tanımlanmasına yol açacaktır. Örneğin yakın bir gelecekte Alevilerin ibadet ettikleri mekan olan Cemevinin ibadethane olarak kabulü, İslam’da yegane ibadethanenin Cami olduğu şeklindeki inancı sonlandıracaktır. Din ve Ahlak kültürü derslerinde İslam’ın Alevi yorumuna da yer verilmesi bu zamana kadar insanlara empoze edilen inanç anlayışını büyük ölçüde değiştirecektir. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Sonuçta, bu zamana kadar dini kendi tekellerinde sayan din bezirganlarınca reddedilen, haklarından mahrum edilen ve horlanan Alevi inancı yasallaşacaktır. Daha çok kırsal alanda varlığını sürdüren Alevi inancı artık kentlerde de kendini hissettirmeye başlamıştır. Uygulamada bu böyledir. Resmiyet hala bu gerçeği kabullenememekte, bir şekilde direnmektedir. Bugünün hükümeti ve onun akıl hocası Diyanet boşu boşuna bu karşı konulamaz gidişi geciktirmek çabası içerisindedirler. Bunun yanı sıra Aleviliği tanımlama görevini de kendileri yapmaya çalışmaktadır. İçin için reddettiğin, küçümsediğin, yok saydığın ve hatta rakip gördüğün bir İslam anlayışını nasıl tanımlayabilirsin ki? Ne kadar üzücü değil mi? Daha düne kadar Aleviliği “sapmış” olarak tanımlayan, utanmazca mum söndü iftiralarını kulaktan kulağa yayan bir anlayışın geldiği nokta bu. Bu zihniyet, Alevileri asla İslam’ın içinde göremedi, müzikli, semahlı ibadetlerini “cümbüş” olarak yorumladı, ama baktı ki olmuyor, “siz de İslamsınız ama camiye gelin” demeye başladı. Camiye gitseydi yüzyıllar önce giderdi, bu kadar ezilmişlik ve iftiradan da kurtulurdu. Onun direncinin ardında Hak Muhammed Ali Yolu olarak gördüğü bir İslam yorumu vardı. Bu yoruma göre Tanrı’ya giden yol, sadece Camide değildi. İnancını, dualarını, İslam’a bakışını deyişlerinde açıkladı. Bakın ne diyordu Alevi Ozanı

ARADILAR YERİ GÖĞÜ

HAKK MÜMİNİN KALBİNDEDİR

Bu deyişi, din bezirganlarının anlaması tabi ki beklenemezdi. Anlayamadılar ve anlayanları da anlamamazlıktan geldi. Ama artık yolun sonuna geliniyor. Alevilik saygı duyulması gereken, İslam’ı kendi bakış açısıyla yorumlayan bir inanç anlayışıdır. Bu anlayış inanç kurum ve kuralları ile bugün artık açıktır, anlamak isteyen için ona önyargısız bakmak yeterlidir. Pek çok Alevi olmayan kişinin artık gerçekleri görmeye başladığı ve bu yolun inceliklerini gördükten sonra Aleviliğe büyük bir hayranlık duyduğunu giderek artan oranda görüyoruz.

            Tabi ki, din bezirganlarının işi bu, dini değerlerin sömürüsü ile beslenecekler, bunu biliyoruz. Peki ya bizim Alevi “önderi” geçinen “Alevi kökenli” insanlarımıza ne demeli! Eskiden başkaları Alevilik İslam dışı diyorlarken, bugün bu “önder” takımı Alevilik İslam’ın dışındadır demeye başladılar. Ama o kadar açmaz içindeler ki, kendi babaları dedeleri Alevilik İslam’dır derken kendileri dışında diyor, ama neyin içinde olduğunu da söyleyemiyorlar. Alevi kökenli biri, solcu, sağcı, ülkücü, ülküsüz, ateist, maoist, komünist olamaz mı? Tabi ki olabilir, herkes herhangi bir siyasi ideolojiyi veya inanışı benimseyebilir. Bu doğaldır. Doğal olmayan şudur: Sen benimsediğin bu ideoloji veya inanışlarını Alevilik perdesi altında sunarak, Aleviliği tahrip etmeye çalışamazsın. Aleviliğin inanç kurum ve kuralları atalarımızın geleneklerinin, İslam inançları ve sufilik ile yoğrulmasına dayanmaktadır. Vilayetnameler, Buyruklar, Pir Sultan Abdal’ın Şah Hatayi’nin, Kul Himmet’in deyişlerine şöyle bir bakarsak bunun böyle olduğunu görürüz.

            Ey daha önceden farklı ideolojik mensubiyetleri olan “Alevi kökenli” kişi, güneş balçıkla nasıl sıvanmazsa, Aleviliğin yol ve erkanı da özünden saptırılarak sunulamaz. Boşa çaba harcamaya gerek yok, Alevilik, Sünnilikten farklı yapı ve kurumlar geliştirmiş olan bir İslami anlayıştır. Bunu yüzyıllardır atalarımız böyle anladı ve böyle anlattı. O halde birtakım ideolojilerin etkisine kapılarak, bu köklü anlayışı değiştirmek gibi boş uğraşlardan vazgeçmek gereğini anlamaktan başka çare yok. Bugün bu düşünceyi savunan insanların kurduğu söylenen bir TV kanalındaki deyişlere bakıyoruz, Hakk var, Muhammed var, Ali var, yani inanç var, İslam’ın Alevi yorumu var. Alevilik perdesi altında yeni ideolojiler yok.

Ey kendini Alevi olarak tanıtan kişi, halktan kopuk hiçbir hareket başarıya ulaşamaz. Halkın inançlarına saygısızlıkla, seçkinci bazı dayatmalarla bir yere varılamaz. Halkın inancı ve Aleviliğe bakışı ortada iken, onu özünden saptırarak kendi kafamıza göre yazamayız, konuşamayız. Son zamanlarda bazı Alevi kurumlarında yaşanan gelişmeler işte bu özünden saptırma girişimlerine karşı bir tepki niteliğini taşımaktadır. Aleviliğe hizmet iddiası ile ortaya çıkmış bir kurumun ilk işi bu amaca hizmet etmek olmalıdır. Sen böyle bir kurumu yönetmeye talip ol, kendi siyasi/ideolojik anlayışını Alevilik diye sunmaya çalış, Aleviliğin kendi özel sorunlarından çok, sivil toplum örgütü olma iddiasına yönel, Alevi toplumu buna tepki göstermesin de ne yapsın? Başka amaçları olanlar, bu amaçları için ayrı kurumlarda kurabilir, buralarda çalışabilir. Alevi kurumlarını bu amaçlara alet etmekten kötü ne olabilir ki! Sevindirici olan şu ki artık Alevi toplumu uyanmıştır. Cemevleri giderek daha da kurumlaşmakta, insan kaynakları giderek daha nitelikli bir yapıya kavuşmaktadır.  

Ey kendini Alevi olarak tanıtan kişi, özünü dara çek ve düşün, boşuna Aleviliği özünden uzaklaştırmaya çalışma. Halkın eğilimlerini izle, onları anla, onların anlayışına aykırı işlerin kabul göreceğini sanma. Halka rağmen, Alevi kurumlarında yer alınamayacağı gerçeği er geç kendini gösterecektir. Bu süreç başlamıştır. Alevi Yolu, önderiyle, halkıyla hep birlikte inancının özünü zedelemeden, onu günümüz koşullarında varolacak şekilde donatarak yoluna devam edecektir. Devam edemeyenler ise, kendilerine başka yollar bulacaklardır.

Hakk Muhammed Ali, Hünkar Hacı Bektaş Veli hepimizin yardımcısı olsun.

Gerçeğe Hü.
( alıntı )

MEDET YA ALİ
 


Zaman degerlidir












sitene ekle

   
 
Bugün 64450 ziyaretçi (97300 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol